27 Ocak,2025

Mirasta Tereke Tespit

shape
Mirasta Tereke Tespit

Bu makale, miras hukuku alanında önemli bir konuyu ele alıyor: terekenin tespiti davası. Mirasbırakanın ölümünden sonra mirasçıların haklarını korumak ve miras mallarını tespit etmek için nasıl bir yasal süreç izlendiğini ayrıntılarıyla ele alıyor. Tereke tespiti davasının tarafları, yetkili mahkeme, davada yapılacak işlemler, ilgili yasal düzenlemeler ve Yargıtay kararları gibi konularda bilgi sunuyor. Miras hukuku konusunda yol arayanlar için faydalı bir kaynak.

Terekenin Tespiti Davasının Genel Bakış

Miras hukukunun önemli kavramlarından biri olan tereke, mirasbırakanın ölüm anında geride bıraktığı tüm malvarlığı değerlerini, hakları ve borçları kapsayan hukuki bir bütünü ifade eder. Bu kavram, sadece fiziksel varlıkları değil, aynı zamanda mirasbırakanın alacak hakları, fikri mülkiyet hakları ve diğer tüm maddi değeri olan varlıklarını da içerir.

Türk Medeni Kanunu'nun 589. maddesi, terekenin tespiti davasının temel dayanağını oluşturur. Bu yasal düzenleme, mirasçıların haklarını koruma altına almak ve miras paylaşımının adil bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla oluşturulmuştur. Terekenin tespiti davası, mirasçıların mirasbırakanın malvarlığını ve borçlarını tam olarak öğrenebilmeleri için başvurdukları hukuki bir yoldur.

Davanın temel amacı, mirasbırakanın ölüm anındaki malvarlığının eksiksiz bir şekilde belirlenmesidir. Bu belirleme süreci şunları kapsar:

  • Taşınır ve taşınmaz malların tespiti
  • Banka hesapları ve diğer finansal varlıklar
  • Alacak hakları ve borçlar
  • Fikri mülkiyet hakları
  • Kripto varlıklar ve dijital değerler
  • Şirket hisseleri ve diğer ticari değerler

Terekenin tespiti davası, çekişmesiz yargı işlemi niteliğindedir ve mirasçılar arasında bir uyuşmazlık olmasa bile açılabilir. Bu dava türünde yetkili mahkeme, mirasbırakanın son yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesi'dir. Mahkeme, terekenin tespiti sürecinde aktif rol alır ve gerekli tüm araştırmaları resen yapar.

Dava sürecinde mahkeme, mirasbırakanın malvarlığının tespiti için çeşitli kurumlardan bilgi talep eder:

  • Tapu Müdürlükleri
  • Bankalar
  • Vergi Daireleri
  • Ticaret Sicil Müdürlükleri
  • Trafik Tescil Şube Müdürlükleri

Bu dava türünün bir diğer önemli özelliği, herhangi bir zamanaşımı süresine tabi olmamasıdır. Mirasçılar, miras açıldıktan sonra istedikleri zaman bu davayı açabilirler. Ancak, üçüncü kişilerin kazanılmış haklarının korunması açısından, davanın mümkün olan en kısa sürede açılması önerilir.

Terekenin tespiti davası, mirasın paylaşılması sürecinin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için önemli bir araçtır. Bu dava sayesinde mirasçılar, mirasbırakanın gerçek malvarlığını öğrenebilir ve haklarını koruma altına alabilirler. Ayrıca, mirasbırakanın borçlarının da tespit edilmesi, mirasçıların sorumluluklarını belirlemede önemli rol oynar.

Mahkeme, tespit edilen tereke mallarının korunması için gerekli önlemleri alır. Bu önlemler arasında malların muhafaza altına alınması, değerli eşyaların bankada saklanması veya gerektiğinde satılarak paraya çevrilmesi gibi işlemler yer alabilir. Tüm bu süreç, mirasçıların haklarının korunması ve tereke mallarının güvence altına alınması amacıyla titizlikle yürütülür.

Tereke Tespiti Davası Tarafları ve İşlemler

Dava Tarafları

Tereke tespiti davası, diğer hukuk davalarından farklı olarak çekişmesiz yargı işlemi niteliğindedir. Bu özelliği nedeniyle, davanın taraf yapısı da klasik davalardan ayrılmaktadır. Davacı tarafta, yasal veya atanmış herhangi bir mirasçı tek başına dava açabilir. Mirasçıların tamamının davacı olarak yer alması zorunlu değildir. Ayrıca, mirasçılar adına bir tereke temsilcisi de davayı açabilir. Önemli bir nokta, tek bir mirasçının açtığı davanın sonuçları tüm mirasçılar için geçerli olacaktır.

Davanın çekişmesiz yargı işlemi olması sebebiyle davalı taraf bulunmamaktadır. Bu durum, Türk Medeni Kanunu'nun 589. maddesinin öngördüğü temel prensiplerden biridir. Dava, mirasçıların kendi aralarındaki bir uyuşmazlıktan ziyade, mirasbırakanın malvarlığının tespitine yönelik bir işlem niteliğindedir.

Tereke Mallarının Tespit Yöntemleri

Tereke mallarının tespiti, sistematik ve kapsamlı bir araştırma sürecini gerektirir. Bu süreçte kullanılan başlıca yöntemler şunlardır:

  • Resmi Kayıtların İncelenmesi: Tapu sicili, trafik tescil kayıtları, banka hesapları, vergi dairesi kayıtları ve ticaret sicili gibi resmi kayıtlar üzerinden araştırma yapılır.

  • Bilirkişi İncelemesi: Özellikle değer tespiti gerektiren durumlarda, konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınır. Bu raporlar, terekeye dahil malların güncel değerlerinin belirlenmesinde önemli rol oynar.

  • Mirasçı Beyanları: Mirasçıların bildikleri malvarlığı değerleri ve borçlar hakkında verdikleri bilgiler de tespit sürecinde dikkate alınır.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2021/715 E., 2021/2143 K. sayılı kararında belirtildiği üzere, tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğindedir ve istihkak davası değildir. Bu nedenle mahkeme, tespit ettiği terekeye ait malları deftere geçirmeli, muhafazası mümkün olmayanları satmalı ve elde edilen parayı bankaya yatırmalıdır.

Gerekli Dokümanlar

Tereke tespiti davası açılırken ve yürütülürken aşağıdaki belgelerin hazırlanması ve mahkemeye sunulması gerekmektedir:

  • Mirasbırakanın ölüm belgesi
  • Mirasçılık belgesi (veraset ilamı)
  • Mirasbırakanın son yerleşim yeri belgesi
  • Bilinen malvarlığına ilişkin belgeler (tapu kayıtları, araç ruhsatları vb.)
  • Varsa vasiyetname veya miras sözleşmesi
  • Mirasçıların kimlik bilgileri ve adres bilgileri

TMK m. 589/1-2 uyarınca, sulh hukuk hakimi terekenin korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak için gerekli olan tüm önlemleri almakla yükümlüdür. Bu kapsamda, tereke mallarının yazımı, mühürlenmesi, değerli eşyaların saklanması ve gerektiğinde satılması gibi işlemler gerçekleştirilir.

Mahkeme, tespit edilen tereke mallarını koruma altına alırken, bazı malların yedieminle teslimi, kıymetli evrak ve paraların bankaya yatırılması, taşınmazlar için tapu kütüğüne şerh konulması gibi çeşitli önlemler alabilir. Bu önlemler, mirasçıların haklarının korunması ve tereke mallarının güvence altına alınması amacını taşır.

Tereke Alacaklıları ve Giderler

Mirasbırakanın Alacaklıları

Tereke alacaklıları, temel olarak iki gruba ayrılır: mirasbırakanın sağlığında doğan borçlardan kaynaklanan alacaklılar ve mirasın açılmasından sonra ortaya çıkan alacaklılar. Mirasbırakanın sağlığında doğan borçlar, örneğin kredi borçları, kira borçları, vergi borçları gibi murisin hayattayken üstlendiği yükümlülüklerdir. Bu alacaklar, mirasbırakanın ölümüyle birlikte kendiliğinden sona ermez ve mirasçılara geçer.

İntikal alacaklıları olarak da bilinen ikinci grup ise, mirasbırakanın ölümünden sonra ortaya çıkan alacaklardır. Bu gruba cenaze masrafları, tereke yönetim giderleri ve mirasın paylaşılmasına ilişkin masraflar dahildir. Bu alacaklar, doğrudan terekeye yönelik olup, mirasçıların şahsi malvarlıklarından karşılanmaz.

Tereke Giderleri

Tereke giderleri, mirasbırakanın ölümünden sonra ortaya çıkan ve terekenin yönetimi ile ilgili olan masrafları kapsar. Bu giderler şu şekilde sıralanabilir:

  • Cenaze masrafları: Defin işlemleri, mezar yeri, dini vecibelerin yerine getirilmesi
  • Tereke yönetim giderleri: Tereke temsilcisi ücreti, malların muhafaza masrafları
  • Mirasbırakanın son hastalık masrafları: Tedavi giderleri, bakım masrafları
  • Tereke borçları: Vergi borçları, sigorta primleri
  • Mirasçıların geçinme giderleri: Mirasın paylaşılmasına kadar geçen sürede mirasçıların geçimi için gereken masraflar

İhtiyati Tedbirler

Mirasçılar, tereke mallarının korunması ve olası zararların önlenmesi için ihtiyati tedbir talep edebilirler. Bu tedbirler, özellikle tereke mallarının değerinin düşmesini veya yok olmasını engellemek amacıyla alınır. İhtiyati tedbirler şunları içerebilir:

  • Tereke mallarının muhafaza altına alınması
  • Taşınmazlar üzerine tedbir konulması
  • Banka hesaplarının bloke edilmesi
  • Değerli eşyaların kilit altına alınması
  • Tereke temsilcisi atanması

Muris muvazaası durumlarında da ihtiyati tedbirler önem kazanır. Muris muvazaası, mirasbırakanın sağlığında mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yaptığı işlemleri ifade eder. Bu durumda mirasçılar, muvazaalı işlemlerin tespiti ve iptali için dava açabilir ve bu süreçte ihtiyati tedbir talep edebilirler.

Tereke tespiti davasında herhangi bir zamanaşımı süresi bulunmamaktadır. Ancak, tereke mallarının korunması ve mirasçıların haklarının güvence altına alınması için, mirasbırakanın ölümünden sonra mümkün olan en kısa sürede gerekli tedbirlerin alınması önerilir. Özellikle üçüncü kişilerin zamanaşımı yoluyla hak kazanmasını önlemek için, mirasçıların gecikmeden harekete geçmesi önem taşır.

Davanın Devamı ve İlgili Konular

Veraset İlamı

Tereke tespiti davasının tamamlanmasının ardından, mirasçıların yasal haklarını kullanabilmeleri için veraset ilamı almaları gerekmektedir. Veraset ilamı, mirasçıların kimler olduğunu ve miras paylarını gösteren resmi bir belgedir. Bu belge, mirasçıların miras haklarını kullanabilmeleri, tereke malları üzerinde tasarrufta bulunabilmeleri ve resmi işlemleri yapabilmeleri için zorunludur. Veraset ilamı almak için mirasçıların, mirasbırakanın son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvurmaları gerekir.

İstihkak Davası

Tereke mallarının üçüncü kişilerin zilyetliğinde olması durumunda, mirasçılar miras sebebiyle istihkak davası açabilirler. Bu dava, tereke mallarının haksız zilyetlerden geri alınmasını sağlar. İstihkak davası, tereke mallarının zilyetliğini elinde bulunduran kişilere karşı açılır ve mirasçıların mülkiyet haklarını korumayı amaçlar. Dava açma süresi, mirasçıların zilyetliğin haksız olduğunu öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl, her halde mirasbırakanın ölümünden itibaren on yıldır.

Miras Taksimi Davası

Mirasçılar arasında miras paylaşımı konusunda anlaşmazlık çıkması durumunda miras taksimi davası (ortaklığın giderilmesi davası) açılabilir. Bu dava, tereke mallarının mirasçılar arasında paylaştırılmasını sağlar. Miras taksimi davası, tüm mirasçıların katılımıyla görülür ve mahkeme, tereke mallarının aynen veya satış yoluyla paylaştırılmasına karar verebilir. Paylaştırma kararında:

  • Taşınmazların fiziki bölünme imkanı
  • Mirasçıların ekonomik durumları
  • Tereke mallarının niteliği
  • Mirasçıların tereke mallarıyla olan özel ilişkileri

gibi faktörler dikkate alınır.

Yargıtay kararları, miras taksimi davalarında mirasçıların menfaatlerinin gözetilmesi ve hakkaniyete uygun bir paylaşımın yapılması gerektiğini vurgulamaktadır. Özellikle taşınmazların paylaştırılmasında, mümkün olduğunca aynen taksimin tercih edilmesi gerektiği belirtilmektedir.

Terekenin tespiti davası ile başlayan miras paylaşım süreci, veraset ilamının alınması, gerektiğinde istihkak davalarının açılması ve nihayet miras taksimi davası ile tamamlanır. Bu süreçte mirasçıların hakları kanunla korunmakta ve her aşamada adil bir paylaşımın gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir. Mirasçıların haklarını en iyi şekilde koruyabilmeleri için, bu davaların açılması ve takibi konusunda uzman bir hukuki yardım almaları önerilmektedir. Tereke tespitinden başlayarak miras paylaşımının tamamlanmasına kadar geçen süreçte, mirasçıların birbirleriyle iletişim halinde olmaları ve mümkün olduğunca uzlaşma yolunu tercih etmeleri, sürecin daha sağlıklı ilerlemesini sağlayacaktır.

0 yorum

Yorum Bırak