Genel Olarak Çekte Bedelsizlik Kavramı
Çekte bedelsizlik, çekin karşılığında verilen edimin (genellikle mal veya hizmet) yerine getirilmediği durumlarda ortaya çıkar. Bu kavram, kanunlarda yer almasa da uygulama ve Yargıtay kararlarıyla şekillenmiştir.
Mücerret yapısı gereği, kambiyo senetleri temel borç ilişkisinden bağımsız olarak oluşturulur. Ancak, çekin bedelsizliğine yol açan temel nedenler, bu altta yatan borç ilişkisindeki kusurlarla ilgilidir.
Temel borç ilişkisinin geçersizliği veya sona ermesi durumlarında, çek bedelsiz hale gelir. Ayrıca, temel borç ilişkisindeki edimin hiç veya gerektiği gibi ifa edilmemesi, temel ilişkinin irade bozukluklarıyla oluşturulması veya aşırı yararlanma gibi durumlarda da çek bedelsiz sayılır.
Uygulamada sıklıkla görülen hatır senetleri, baştan itibaren bedelsiz olarak düzenlenen kambiyo senetleridir. Çünkü bunlarda temel bir borç ilişkisi yoktur.
Çekin bedelsiz kalması halinde, borçlu menfi tespit davası açarak borçlu olmadığının tespitini talep edebilir. Bu dava, kanuni dayanağını sebepsiz zenginleşme ilkesinden alır. Çünkü temel ilişkinin sakatlığı nedeniyle, çek alacaklısı sebepsiz olarak zenginleşmiştir.
Çekte Bedelsizlik Kavramı
Çekin bedelsiz kalması, çekin düzenlendiği temel borç ilişkisinde karşı edimin yerine getirilmemesi durumudur. Bu kavram, kanunî bir düzenleme olmadığı halde, uygulama ve Yargıtay kararlarıyla ortaya çıkmıştır.
Temel borç ilişkisinin geçersizliği, ahlaka aykırılık, irade bozukluğu veya aşırı yararlanma gibi sebeplerle çekin bedelsiz kalmasına yol açabilir. Bu durumda, çeki düzenleyen kişi menfi tespit davası açarak borçlu olmadığını tespit ettirebilir (TBK m.27, TBK m.39, TBK m.28).
Örnek: TBK m.27'ye göre, temel borç ilişkisinin kanuna, ahlaka, kamu düzenine veya kişilik haklarına aykırı olması halinde geçersiz olduğu kabul edilir. Bu durumda, çekin düzenlendiği temel borç ilişkisinin geçersizliği nedeniyle çek bedelsiz kalır.
Yargıtay'ın 11. HD'nin 1982/3928 E., 1982/3819 K., 11/10/1982 T. kararında, temel ilişkinin ahlaka aykırılık sebebiyle geçersiz sayıldığına ve bu nedenle çekin bedelsiz olduğuna hükmedilmiştir.
Çekte Bedelsizliğe Yol Açan Nedenler
**1) Temel Borç İlişkisinin Geçersiz Olması**
Çekin temel dayanağını oluşturan temel borç ilişkisinin geçersizliği, çekin bedelsiz kalmasına yol açan temel nedenlerden biridir. Temel borç ilişkisinin geçersizliği, yasal düzenlemelerin, ahlaki kuralların veya kamu düzeninin ihlali gibi çeşitli etkenlerden kaynaklanabilir. Bu tür geçersizliklerin kaynağı, Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 27. maddesi incelenerek tespit edilebilir.
2) Temel Alacağın Sona Ermesi
Temel alacağın sona ermesi, çekin bedelsiz kalmasına yol açan bir diğer nedendir. Çekin düzenlenmesine dayanak teşkil eden alacak, ödeme, ibra veya takas gibi nedenlerle sona ermişse, çek bedelsiz hale gelir.
3) Temel Borç İlişkisindeki Edimin Hiç Ya da Gereği Gibi İfa Edilmemesi
Temel borç ilişkisinde yer alan edimin hiç ya da gereği gibi ifa edilmemesi de çekin bedelsiz kalmasına yol açabilir. Bu durumda, çek borçlusu TBK'nın ilgili maddeleri veya Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 11/1. maddesi uyarınca sözleşmeden dönebilir veya karşı borçlunun eksik ya da ayıplı ifasından kaynaklanan seçimlik haklarını kullanabilir.
4) Temel İlişkinin Meydana Getirilmesinde İrade Bozukluğu Hallerinin Varlığı
Temel ilişkinin meydana getirilmesinde irade bozukluğu halleri (yanılma, aldatma, korkutma) varsa, temel ilişki geçersiz hale gelir ve bu da çekin bedelsiz kalmasına neden olur. TBK'nın 39. maddesi, iradeyi sakatlayan bu hallerin varlığında, kişinin iptal hakkına sahip olduğunu düzenler. İptal hakkının kullanılmasıyla temel ilişki hükümsüz hale geleceğinden, kambiyo taahhüdü de bedelsiz kalacaktır.
5) Temel İlişkinin Meydana Getirilmesinde Aşırı Yararlanmanın Varlığı
Temel ilişkinin meydana getirilmesinde aşırı yararlanma, sözleşmedeki edimler arasında açık bir oransızlığın bulunmasıdır. Aşırı yararlanmanın varlığı halinde, TBK'nın 28. maddesi uyarınca kişinin sözleşme ile bağlı kalmama yetkisi bulunmaktadır. Bu durumda temel ilişki sona ereceğinden, kambiyo taahhüdü de bedelsiz kalacaktır.
6) Çekin Hatır İçin Verilmiş Olması
Hatır senetleri, tarafların aralarında özel bir anlaşmayla baştan bedelsiz kıldıkları kambiyo senetleridir. Bu tür senetler, temel borç ilişkisinin mevcut olmamasına rağmen, tarafların iradeleriyle düzenlenirler. Hatır senetleri uygulamada sıklıkla karşılaşılmaktadır ve temel alacak olmadığı için baştan itibaren bedelsizdirler.
Bedelsiz Kalan Çek Borçlusunun Sahip Olduğu İmkanlar
Bir çekte bedelsizlik söz konusu olduğunda, kanuni düzenlemeler mevcut olmamakla birlikte, uygulamada yargı kararları ile bazı imkanlar geliştirilmiştir.
İhtiyati Tedbir ve Menfi Tespit Davası:
HMK md. 389 uyarınca, bedelsizlik iddia eden çek borçlusu, ihtiyati tedbir kararı talebinde bulunabilir. Bu karar, 7 gün içinde menfi tespit davası açılması şartına bağlıdır.
İİK m. 72/1 gereğince, doğrudan menfi tespit davası açılması mümkündür. Bu durumda, davayla birlikte, muhatap bankanın çek bedelini lehtara ödemesini önlemek üzere ihtiyati tedbir kararı istenebilir.
İcra Takibinden Önce Menfi Tespit Davası:
İİK m. 72/2 hükmüne göre, icra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında, %15'ten düşük olmayan bir teminat karşılığında, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
İcra Takibinden Sonra Menfi Tespit Davası:
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında (İİK m. 72/3), takibin durdurulmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilemez. Ancak teminat karşılığında, icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini talep etmek mümkündür.
Uygulamada yaygın olan bu yöntemle, davacı %115 tutarında teminat yatırarak, paranın alacaklıya ödenmesini engellemeyi hedefler.
İcra mahkemesi, menfi tespit davası sonucunda davacının borçlu olmadığına karar verirse, icra veznesine yatırılan para davacıya iade edilir.
Bedelsizlik (Menfi Tespit) Davasının Açılması
1. Takipten Önce Açılan Menfi Tespit/Bedelsizlik Davası
Çek borçlusu, icra takibine uğramamak için takipten önce menfi tespit davası açabilir. Ancak bu dava, icra takibini durdurmaz. Borçlunun takibi önlemesi için İcra ve İflas Kanunu (İİK) m. 72/2 uyarınca, çek alacağının %15'inden az olmamak üzere teminat yatırması ve mahkemeden ihtiyati tedbir talep etmesi gerekir.
2. Takipten Sonra Açılan Menfi Tespit/Bedelsizlik Davası
Çek borçlusu, kendisine karşı icra takibi başlatıldıktan sonra da bedelsizlik iddiasıyla menfi tespit davası açabilir. Bu davada İİK m. 72/3 hükmü gereği, mahkeme ihtiyati tedbir yoluyla takibi durduramaz. Ancak borçlu, alacağın %15'inden az olmamak üzere teminat göstererek mahkemeden icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini talep edebilir. Uygulamada, borçlu tüm alacağı icra dairesine yatırarak da tedbir kararı aldırabilir. Bu durumda borçlunun %15'ten az olmamak üzere teminat yatırması gerekir.
Dava sonucunda mahkeme borçlunun bedelsiz olduğunu tespit ederse, icra veznesindeki para borçluya iade edilir. İcra takibinden önce açılan davada teminat icra takibini önlerken, takipten sonra açılan davada yatırılan teminat, icra veznesine girecek paranın takip alacaklısına ödenmesini engeller.
0 yorum